Radyoaktivist

18.11.09

Saplantılı Bir Gençlik

Saplantılarım içinde kaybolurken gençliğim, kendimden çaldıklarımla yetinmiyorum. Etrafımdakilerden de çalıyorum ve çalmaya devam ediyorum. Saplantılarım da boğuluyorum ve boğuldukça batıyorum, bataklığın içinde çırpındıkça dibi boyluyorum.
Gördüğüm ve gördüğün her işkence saplantılar içinde kayboluşumdan güzelim.
Eğer gidiyorsan saplandığım bataklığın içine, kaybolacaksın gözden...
Eğer kaçıyorsan bataklığımdan, huzur bulacaksın...
Ya kaybol ya da huzur bul, kıskançlığımın pençesinde boğuşurken ben...

Bu son şans hayat, ya öldür ya da bitir...
Ölüm bir son değil benim gözümde, yeni bir başlangıç. İntihar edenlerse başlangıç yerine büyük bir sıçrama yapar ve sonu bulur...
Huzursuzluğum senden değil, benden kaynaklanan bir karmaşa. Karmaşalarım ise gençliğimden kalma, sakallarım da kokan hüzün şarabı...

Ya öldür ya da bitir, hayat senin elinde. İnatlara baş eğeceksem, omuzlarımdan düştü başım.
Gideceğim son yerse, bir deniz kenarı ve sahil boyu aşıkların olduğu mekanlar. Geçireceğim zamanı mı? Şarapçı amcalarla, balici gençlerle, kokain satan tacirlerle... Kendimi kaybettim Hükümsüzdür.

Ya git ya da gel... Geleceksen beni olduğum gibi kabul et, gideceksen de beni siktir et... Ben bir yolunu bulur, bataklığım da dibi boylarım..

Şimdi ya onu çıkart ya da çıkartma...
Ya da git hiç gelme...
Ya öldür ya da bitir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder