Radyoaktivist

1.10.10

Hope

Lan bu Anathema'nın hope parçası bu aralar beni fena halde heyecanlandırır oldu. Acaba yeni bir umut mu? arıyorum bende. Ama yok bu böyle olmayacak girişindeki konuşmalarla kanımı kaynatmasından kazanıyor.

Lan çok yakında göte giren şemsiye gibi açılmayacağım sizin dübürleriniz de, çok fena hırs yaptım. Sikicem belanızı.

26.2.10

Hayallerin İçinde

Seni gördüm yine tüm gerçekliğinle, herkese inat gerçektin, inanmıştım, dokunmuştum ve o gülüşünü derinden hissetmiştim. Belki de biliyorum, gerçek değil bir rüya ya da sadece kafam da kurguladığım bir düşsel oyundu ama ben seni hissedebiliyor ve yaşayabiliyordum. Hatta oturmuş tavla oynuyorduk, her zaman ki sen bana yine gülümsüyordun. Ama bir türlü bitmiyordu bu oyun, belki de öylece kalmak istiyorduk ya da oyunun bitmemesinin sebepleri, atacak bir zarımızın bile olmayışıydı. Hayatta ne zaman söz hakkı almaya kalksak birileri bizim ağzımızı kapatmadı mı? İşte sanki bu oyun bitince sen yokolacaktın ve bende zarlarımızı saklamıştım. Gözlerine bakmak kadar güzeli ve neşelisi yoktu, bugün bunu hissettim. Oturdum eteğinin dibine, bir kedi misali seni süzdüm, gözlerinde yeniden hayat buldum belki de her gün olduğu gibi bugün de kendimi öldürdüm.

Sana olan tutkumla her gün ölüyorum ve sana olan aşkımla her gün yeniden doğuyorum. Ne garip değil mi? Ne seninle olabiliyorum ne de sensiz zamanı mı? geçirebiliyorum. Üzerinden seneler geçse de halen daha seni seviyorum. Hayallerimle mutluyum belki de hayallerimle ölmüşümdür, kim bilir sevgilim.

4.2.10

Saygılarımla

Her kişinin kendine has bir dünyası vardır. O dünyada yaşantısı boyunca kendini tanımlama ihtiyacıyla bir arayış içerisinde bulunur. Adını bulma, kendini görme, kendini kabul etme uğraşı verir. Uğraşısı zahmetlidir. Kimi zaman; Kendine düşman kesilir. Kendinden tiksinir. Kendini aldatır. Kendini kaybeder. Kendinden bıkar. Kendini bulur. Kendiyle hesaplaşır. Kendini ödüllendirir. Kendini değiştirir. Kendini geliştirir. Kendini yetiştirir. Kendine değer katar. Kimi zaman; Nitelik arar. Nicelik arar. Kemiyete bakar. Keyfiyeti yaşar. Arayışını arar. Kaybedişinden kazanış yaşar. Kazanışının zevkine erer. Ölüşünde diriliş bulur. Diriliğinde bitkisellikten kurtulur. İNSAN BU! Bilinmezlikte kendine yeni bir liman arayışını sürdürmeye devam eder. Bütün dert 'kendini gerçekleştirmek'tir aslında. Kendi gerçekliğinde yaşadığı yanılsamalardan farklılık oluşturma gayretindedir. Farklılıklarla olumsuzluklara direniş yaşamaktadır. İçini karartan anlayışlardan kurtulma sevdasını taşımaktadır. Meçhule giden yolculuğunun durma noktasına gelmesinden rahatsızdır. Rahatsızlığını giderme uğraşındadır. Hayatını kaybetmeme arzusundadır. 'Yitik değerleri' oluşmasın sevdasındadır, günümüzün 'gelişim mimarları'. 'Dinamik değerleri' yeniden kuşanma ve hazmetme derdini taşımaktadırlar. 'Öze dönüş' adını verdikleri bir derinlik kuşanışıdır aslında olan biten. 'Aslını arayan insan', varoluşundan beri bu arayışında kararlıdır. Kendini bildiğinden beri kendini bulmak ve anlamak istemektedir. Bütün bunlarda insanın durumu kanserli hastanın haline benzer. Kullanılması rahatlık ve sağlık verecek bir ürüne ulaşıp kullanır, sağlık ve afiyete kavuşur, ağrıları diner ya da ürüne ulaşma gayreti olmaz ve ağrılarından kurtulma şansını kendine tanımaz. Tıpkı Konfüçyüs'ün sözünde olduğu gibi durum tercihi yapar: "Büyük ve üstün insan kendi kendini bulmaya çalışır. Küçük insan ise başkalarını aramaya çalışır." Bu iyi midir? Yahut gerekli midir? İyi ve gerekli ise insan neden idealini sorgulamamaktadır? Sorguladığında sonuçları değecek midir? Sonuçlar katlanmaya değerse, insanlar neden yavaş kalmaktadırlar. Büyük ve üstün insan, daima memnun ve rahatlığı yaşamakta, küçük bir insan ise daima üzüntü ve telaş içerisinde olmaktan kurtulamamaktadır. Büyük ve üstün insan, dünyada bir şeye karşın ne düşkünlük gösterir, ne de onu küçümser. O, doğru olan şeyi takip eder. İç yapının derinliğine yapılan yolculuklar, kişinin 'hayat dinamikleri'ne rehberlik edecektir. Hayat dinamikleri de kişinin olmazsa olmazlarından olan hareket ve yaşam mekanizmasıdır. Kişi bunu ya değerlendirir, ya da değerlendiremez. Hayata ince ayar çekebilenlerle güzel kılınmış nitelikli yaşamların sayısının her yönüyle artması, hayata derin bir zenginlik katacaktır. Derin bakışla duru yaşamlar dilerim

23.11.09

Hareketli Bir Gece

Normal bir güne uyanılır, ama farkı vardır sabah 9:00'da kankalarını (iş ortaklarını) kaldırırsın. Güne günaydın demektir amaç ama küfür yersin. Çünkü iş vardır, dershaneye (netsis kursu gördüğüm yer) gidilip iş yapılacaktır. Neyse tüm işler halledilir, iş biter saat 15:00 olmuştur tabi gerçi dershaneye gidilen saatte 13:00 itibaridir. Neyse saat 15:00 olmuş ve bizim işimiz bitmişti. Bu arada unutturmayın da dershaneden yarın ödeme alıcam (:
Her neyse oradan çıkılıp (mekan karşıyaka) bostanlı EGS Park'a geçilir. Bedavaya kocaman bir öküz doyuran pizza yenilir, karın doyurulur. (özellikle belirtiyorum beleş) Dominos sağolsun diyoruz buralardan...
Orda karın doyurulur üç beş hoş beş derken sohbet edilir kanka birliği ile bi kaçımız ofis yolunu bi kaçımız evlere dağılır. (eve giden kanka olarak) saat 18:00 da aranıp lan kanka kalk gel alsancakta (deniz atında) biraver söyledik içiyoruz... Tabi apar topar kalkılıp gidilir. Biraverin son yarımdan fazla, tam denilemeyecek kısmına yetişilir ve fondip olarak içilir. Sonra o mekandan kalkıp, daha hareketli bir yere arayışına geçilir. Karşı masadaki 3 hatun da halen daha içimde uhte kalmıştır. O kadar oturalım dememe rağmen...
Daha hareketli ve heyecanlı yer bulunamaz ve bulunduğum eski yere geri dönülüp bu sefer direk hatunların yan masasına oturularak biraver ve patates kızartması söylenir. Hatunlara baka baka kahkahalarla kaynatırız, hatunlar da bize bakar tabi ki...
Neyse ordan çıkılıp bi kaçı eve dağılır ve geriye kalan 3 manyak yani ben kankam ve özgürüm ofisin yolu tutulur. Sonra bizim kankanın ex-sevgilisi ofise dahil olarak yemek olayına girilir. Lan bu arada ben bunu yazarken yemek bitecek. Ben gittim anacım...
Şimdiden afiyet olsun diyenlerinizi duyuyorum.. Kiss for death anacım....

19.11.09

Yoruldum Be Abi...

Lan ne yorucu bir gündü bu böyle. Tabanı yarık itler gibi koşturdum sağa sola, netsis dersi derken, yok laptop tamiri derken, o derken bu derken ne yorulmuşum yahu... Götümü resmen yeni koydum rahat bi yere, şöyle rahatlayıp kendimden geçeyim derken bir sürü işim olduğunu hatırladım. Ulan ne kadar yoğun bi adamım yahu.. Tiksinti geldi artık şu yoğunluktan, mideme kramplar giriyor..
Lan genç yaşta yaşlandık.
Hayatım boyunca ilk defa yaşımdan yüksek bir tahmin de bulunuldu. Aha dedim büyümüşüm harbiden. Genelde 18-19 falan diyorlar, bugün ilk defa 25-26 arasındasın dediler. O kadar yaşlı da göstermiyorum. Çok ağır başlı olduğumdan, olgun davrandığın için böyle bir tahminde bulunduk sözü ile kırılmama sebep oldular. Ben ağır başlı değilim canlarım, dua edin ilk tanışmamızdı. Bi daha karşılaşırsak o zaman görürsün sen bak neler yapıyorum(sinsi bir komple sardı iç organlarımı)
Bir de bugün çok fena tacize uğradım. Yok babacan hatunlar da bozdu kendini, ben kaçmaya çalıştıkça. El ile göz ile tacize uğradım. Olayı anlatmıcam (meraktan çatlayın) Burdan sadece o arkadaşa ileteceğim söz, Her kuşun eti yenmez canım...

Oha Lan Annem Ceyn Oldu!

Uyandığımdan beri valide sultan bi bana bir babaya verip veriştirdi. Hadi tamam bana veriştirmesi, doğal geceden odanın hamuna koymuştum.. Peder beye neden sövüyordu, yaklaştıkça anladım ki.. Bizim peder yine annemin çıkarttığı işlerden kaçmak için kahveye doğru, topukları yağlamış. Valide hanım da vıdı vıdı dıdı dıdı, hem kendini hem beni yemeye devam etti.
Neyse o kadar laf arasında, kahvaltı mı bir o yana bir bu yana kaçarak bitirmiş bulunmaktayım. O kadar laf yetiğim yetmedi de üstüne kdv oranı olarak, çatıdan soba borularını indirdim. Ulan valide sultan zaten geç kalkmışım, dersim var biliyorsun.. Bir de beni neden karalara bürüyüp, duş ile muhattap olmamı sağlıyorsun.

Neyse valide ve peder beyin sayesinde, soba kurulum işinin kurbanı ben oldum. Soba borularını indirmekle kalmadım, hain ve arkamdan kıs kıs gülen validenin, kırbaçlamaları sayesinde koca sobayı kurdum. Burdan anlaşıldığı gibi bizim eve kış gelmiştir.

Neyse yavru kurtlarım benim gitmem lazım daha bıcı bıcı yapıcam, ordan da cumbada derse...

18.11.09

Cuma'yı Cumartesi'ye Bağlayan Gece

-Ne hikmettir bilemiyorum.
Büyüklerin dediği gibi kutsal gün... Kime göre neye göre, anlam veremiyorum.
Neyse hacı, hazırla takunyalarımı iki rekat namaz kılmaya gideceğim kiliseye... Papaz efendi, bizim genç nerde kaldı demesin...
- Selametle genç...
- Anlamını bilmiyorum hacı, bilmiyorum. Are yuu rediii* fck off hasbinallah vel vekil....
Bu yanda İsa, O yanda Musa, Burda Misa, Şeyimi yıkadım kutsal suyla...